Pazar, Kasım 16, 2014

30 Yıllık Deneyimin Röportajı

, Bir Yorum Bırak
 Röportaj iki ana soru etrafında şekillenmiştir.Bunlar:
-Avukatlık mesleğine günümüzdeki  ve geçmişteki haliyle bakış açınız nedir?
-Avukatlık mesleğinde günümüzde gördüğünüz sorunlar nelerdir,bu sorunlara dair çözüm önerileriniz nelerdir?

Avukat ALİ BAKIM ile yapılan görüşme ;
   
-Günümüzde avukatlık mesleğine her zamankinden çok daha ihtiyaç var zira mevcut ve geçerli hukuk düzenlemeleri belli bir kültür yapısına hitap etmektedir.Ancak toplumun genel yapısı ele alındığında bu kültür yapısının çok altında olduğumuz görülecektir.Hele hele toplumda suç işleyen kesimlerin kültür yapısının çok çok daha aşağıda olduğunu göz önüne aldığımızda hukuki düzenlemelerin hitap ettiği kesimlere göre anlaşılmaz olduğu muhakkaktır.İşte avukatlık mesleği bağımsız olarak hukuku temsil görevini elinde bulunduran adliyeler ile vatandaşlar arasında bir köprü vazifesini icra etmektedir.Avukatsız bir yargı sistemi düşünülemez.Burada önemli bir hususu belirtmek istiyorum ki avukatlık mesleği hukuk düzenini korumak, hukuka uygunluğu sağlamak ve gerçek adaletin yerini bulması için çalışan bir meslek grubudur.Yani suçluyu savunmak, haksızlığa ve yolsuzluğa aracı olmak mesleği değildir.Kişilerin işlemiş oldukları birtakım suçlara karşı yasanın öngördüğü ve kişinin hak ettiği cezanın verilmesi için avukatlık mesleği vardır ve zaruridir.Toplumda avukatlık mesleği suçluyu savunan bir meslek gibi görülse de aslında masum ve mağdurun haklarını arayan ve savunan bir meslek grubudur.Tarihsel süreç içerisinde de avukatlık dediğimiz savunma görevinin bulunmadığı bir yargılama sisteminin  yargısız bir infaza dönüştüğü bilinen bir gerçektir.İşte insanlar kendileriyle ilgili bir yargılama sürecinde savunma görevini en iyi vekilleri suretiyle avukatlara yaptırırlar.

Avukatlığın günümüzdeki sorunlarını biz dört ana başlık altında özetleyebiliriz.Bunlar:

*Avukatların hakim ve savcılarla olan ilişkilerinde ortaya çıkan sorunlar
*Avukatların meslektaşlarıyla arasındaki sorunlar
*Avukatların vatandaşlarla olan ilişkilerinden ortaya çıkan sorunlar
*Yargı sisteminin işleyişinden kaynaklanan sorunlar

*Avukatlar mesleği gereği birebir halkla ilişki kuran bir meslek yapısına sahip iken hakim ve savcılarımız ise halktan uzak ve kopuk kendi içine kapalı bir meslek anlayışına sahiptir.Hakim ve savcılarımız halka karşı çeşitli şaibelere, suistimallere maruz kalmamak için kendi kendilerini sosyal ilişkilerinden soyutlayıp dışa karşı kapalı bir meslek anlayışı getirmişlerdir ve özellikle son yıllarda bu düşünce hakim ve savcılarımızı aristokrat bir meslek anlayışına yönlendirmiş bu yönüyle de aynı hukuk fakültesinden mezun avukat meslektaşlarına karşıda halka davranır biçimde davranmaya başlamışlardır.Onlardan ürken, çekinen ve hiçbir sosyal ilişkiye girmeyen bir şekle bürünmüşlerdir bunun neticesi olarak da yargı sisteminde başkalaşma ve ötekileşme ortaya çıkmıştır.

*Avukatların meslektaşları ile arasındaki sorunları birtakım ekonomik sıkıntılara bağlamak mümkün olduğu gibi etik değerlere uyulmayan meslek anlayışına bağlamak da mümkündür.Örneğin; vekalet  ücreti Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından belirlenmesine rağmen ya avukatın içinde bulunduğu sıkıntılar yüzünden farklı fiyat uygulaması baş göstermekte ya da hiç ihtiyacı olmadığı halde fiyat kırarak haksız rekabet oluşturması gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.Yine avukatlık mesleğindeki meslektaşlar arasındaki ilişki sosyal hayatımızdaki çözülmelerden de nasibini almıştır.Saygı,sevgi,hoşgörü gibi temel kavramlarımız toplumda nasıl yok olmaya yüz tutmuşsa meslektaşlar arasında da yok olmaya başlamıştır.Avukatlık mesleğini kurtarmak adına ve mesleği daha onurlu bir hale getirmek adına TBB’nin ortaya koyduğu mesleğin etik değerlerine sıkı sıkıya bağlı olmak zorundayız.


*30 yıllık bir meslek geçmişi olarak gördüğüm en büyük eksiklerden birisi vekil ile müvekkil arasında birbirine karşı güven ilkesinin gittikçe zayıflıyor olmasıdır.Vatandaş ücret ödeme yükümlülüğünü suistimal etmekte 'kazansında nasıl kazanırsa kazansın' gibi birtakım haksız beklentilere girmekte bu husus hukuka saygılı olan avukatları germektedir. Malesef meslektaşlar arasında da  ben yaparım ben bilirim bu davayı ancak ben hallederim gibi vaatlerle vatandaşlara uygun olmayan sözler verilmekte bu durum da vekil-müvekkil ilişkisini olumsuz etkilemektedir.Avukatlık bir hukuk adamlığıdır asla yalan söz söylememeyi haksızlığa teşvik etmemeyi ve lüzumsuz vaatlerle müvekkili aldatmamayı ilke haline getirmeliyiz.
       
*Yargı sisteminden kaynaklanan sorunlar:
Son yıllarda birtakım iyi gelişmeler görülse de yinede hala yargı sisteminin işleyişinden kaynaklanan hantal sistemden kurtulmuş değiliz.Yerel mahkemelerin gerek fiziken yetersizliği, gerekse yargı mensuplarının azlığı ve yetersizliği sebebiyle adalet ya geç yerini bulmakta veya çeşitli zaman aşımları sebebiyle haksızlık yapanın yaptığının yanına kar kalmasına neden olmaktadır.Örneğin; bugün birçok dava yargıtay aşamasına gelindiğinde henüz karar verilmemişken zaman aşımına uğramaktadır.Yine yerel mahkemeler dava çokluğu sebebiyle bir günde 60-70  davanın dosyasına bakmakta ve görülen iki duruşma aşamasında 3-4 ay gibi zamanlar verilmektedir.Bu durum vatandaşların hukuka olan saygı ve güvenini yitirmesine sebep olmaktadır ki keza bu kadar yoğun dosya davaları arasında da hakimlerin sağlıklı bir karar vermesi beklenemez.Yukarıda hakimlerin azlığı ve yetersizliği konusuna yeniden dönecek olursak bu kadar yoğun dava sayısına karşı hakimlerimizin sayısı çok azdır ve bu yargı yükünün altından kalkamamaktadırlar.Yetersizliği hususuna gelince; hukuk fakültesinden mezun olan bir öğrencinin avukatlık mesleği ile vekil-müvekkil ilişkisiyle tanışmadan ve toplum içinde yaşamadan hakimliğe direk geçiş yapmaları kendilerini yetersiz kılmaktadır.Bunun için en güzel çözüm mesleğinde en az 15 yıl hizmet etmiş, hiçbir baro disiplin cezası almamış, vatandaşlar tarafından doğruluğu ve dürüstlüğü kanıtlamış avukatların deneyim ve tecrübeleriyle hakimlik mesleğine geçmeleri bu sorunu ortadan kaldıracaktır.

                                                                                                   -Turgut ARCA-
                                                                                            HKU HUKUK FAKÜLTESİ

0 yorum:

Yorum Gönder